Hayat, beklenmedik olaylarla dolu ve bazen bir anlık kaza tüm geleceğimizi alt üst edebilir. Ali Yılmaz, 35 yaşında bir inşaat işçisiydi. Çalıştığı şantiyede meydana gelen talihsiz bir kaza sonucu bacağında ciddi yaralanmalar yaşadı. Bu kaza, onun sadece fiziksel sağlığını değil; aynı zamanda ailesini geçindirdiği işini de kaybetmesine yol açtı. İş hacminin daralmasıyla birlikte gelir kaybı yaşayan Ali, bir süreliğine ailesinin yanında kalarak desteğini aldı. Ancak zamanla, maddi durumları kötüleşince, Ali, çok sevdiği ailesinden uzaklaşmak zorunda kaldı ve şu anda bir parkta çadırda yaşamaya başladı.
Ali Yılmaz, inşaat sektöründe yıllardır çalışan bir insan olarak, kazaya kadar her şeyin yolunda gittiğini söylüyor. "İşimi çok seviyordum. Her gün yeni projelerde çalışmak, inşaatın heyecanını yaşamak benim için bir tutku haline gelmişti," diyor. Ancak şantiyede meydana gelen kaza, kendi geleceğini ve hayallerini bir anda alt üst etti. Bir yükün devrilmesi sonucu ayağının altında kalması, onu hastaneye kaldırmak zorunda bıraktı. Ameliyat sonrası iyileşme süreci beklediği gibi gitmedi ve bacağı işlevselliğini kaybetti. İş güvenliği konusunda dikkatli olunduğu düşünülse de bu kaza herkes için bir ders oldu. Kazadan sonra Ali, iş bulmakta zorlandı ve bu durum maddi sıkıntılara yol açtı.
Ali, bir süre ailesinin evinde kalarak yardım almaya çalıştı. Ancak ailesinin durumu da pek iç açıcı değildi; işsizlik ve gelir kaybı onları olumsuz etkiledi. Yaşadığı şehirdeki konut fiyatlarının yüksekliği, Ali’nin bir kira ödeyip kendisine yer açmasını imkansız hale getirdi. Son çare olarak, Ali, parkta bir çadırda yaşamayı tercih etti. "Çok zor bir karar verdim," diyor Ali. "Ama başka seçeneğim yoktu." Şu anda parkta, kendisine küçük bir yaşam alanı yaratan Ali, günlerini geçirebilmek için yapacak bir şeyler bulmakta zorlanıyor. Çadırda yaşamaya başladıktan sonra, yerel hayır kurumlarından yardımlar almaya başladı. Gıda bankaları ve sosyal hizmetler, ona yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmaya çabalıyor. Ali, toplumun bu tür durumlarda daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyor.
Ali’nin hikayesi, sadece bir kaza ile hayatın ne kadar değişebileceğini gösteriyor. Çalıştığı sektördeki değişimler, ailevi sorunlar ve maddi sıkıntılar onun üzerine büyük bir yük bindirmiş durumda. Ancak Ali, umutsuzluğa kapılmaktan kaçındığını belirtirken, geleceğine dair umutlarını sürdürmeye çalıştığını ifade ediyor. "Günler geçse de hayallerimden vazgeçmeyeceğim," diyor. Ali, engelli bireylerin sosyal hayatta daha fazla yer alması ve desteklenmesi gerektiğine inanıyor. İnşaat işçileri için daha güvenli çalışma alanları yaratılması ve iş güvenliği eğitimlerinin artırılması gerektiğinin altını çiziyor.
Ali Yılmaz’ın hikayesi, toplum olarak insanların birbirine destek olmasının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Şayet insanlar bu tür olaylarla karşılaştıklarında yalnız olmadıklarını hissederlerse, belki de hayatlarında daha az olumsuz değişiklik yaşanabilir. Ali, parktaki hayatına dair bütün zorluklarını göze almış ve mücadele etmeye kararlı bir şekilde devam ediyor. Umutla, belki yeniden bir gün ayağa kalkmanın hayalini kuruyor.