Marmara Denizi, 12 Ekim 2023 tarihinde yerel saatle 15:45’te 3.0 büyüklüğünde bir deprem ile sarsıldı. İstanbul gibi büyük bir metropolün hemen kıyısında gerçekleşen bu sarsıntı, kentte yaşayanlar arasında endişeye yol açtı. Her yıl birçok deprem yaşayan Türkiye, özellikle Marmara Bölgesi'ndeki depremlerle sıkça gündeme geliyor. Ancak, bu sarsıntının boyutu ve derinliği, hâlihazırda devam eden fay hatları ile ilgili yapılması gereken hazırlıklar hakkında kamuoyunu bir kez daha düşünmeye sevketti.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından alınan veriler doğrultusunda, deprem 3 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntının merkez üssü ise Marmara Denizi'nin ortalarında, İstanbul'un kuzey kesimlerine yakın bir konumda bulunuyor. Öte yandan sarsıntının büyüklüğü, yerel halk arasında hafif bir korku yaratırken, büyük hasara sebep olacak bir durumun olmadığını belirtmekte fayda var. Hızla gelişen yapı teknolojisi ve şehirlerin dayanıklılığı sayesinde, 3 büyüklüğündeki depremler genellikle insan yaşamını tehdit etmemekte ve yalnızca kısa süreli bir sarsıntı hissedilmektedir.
İstanbul, nüfus yoğunluğu ve yapısal özellikleri dolayısıyla, depremlere karşı her daim dikkatli olunması gereken bir şehir konumundadır. Bu sebeple, yaşanan her sarsıntı, halk arasında tedirginlik yaratıyor. Uzmanlar, İstanbul’un büyük bir deprem riski taşıdığını ve bununla birlikte şehirdeki yapıların depreme dayanıklılık seviyelerinin artırılması gerektiğini vurguluyor. Son yıllarda hükümetin ve yerel yönetimlerin devreye soktuğu kentsel dönüşüm projeleri, eski ve yetersiz yapıların yerini daha güvenli olanların almasına katkı sağladı. Fakat bu çalışmaların hızlandırılması, beklenen büyük depreme karşı alınacak tedbirlerden biri olarak önemini koruyor.
Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, depremin verdiği mesajın son derece açık olduğunu belirtti. Yılmaz, "Marmara Bölgesi, tarihi boyunca birçok yıkıcı deprem yaşamıştır. Şu anda yaşanan 3 büyüklüğündeki deprem, insanların deprem konusunda sürekli uyanık olmaları gerektiğini hatırlatıyor. Gelecek dönemlerde gerçekleşebilecek daha büyük sarsıntılara karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor." dedi. Bu bağlamda şehir genelindeki herkesin bilinçlendirilmesi, olası depremler karşısında hayat kurtarıcı bir adım olacaktır.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’ndeki 3.0 büyüklüğündeki deprem, deprem gerçeğimizin bir kez daha hatırlatılması oldu. İstanbul'da, bu tür durumlarla karşılaşmamak için, en azından günlük hayatımızda deprem bilincini yerleştirmek adına eğitimlerimizin devam etmesi gerekiyor. Yerel yönetimlerin ve uzmanların yapacağı çalışmalarla birlikte, İstanbul’un deprem güvenliği artırılacak ve halkın bu konudaki kaygıları minimum seviyeye indirilecektir. Unutulmamalıdır ki, depremler ne zaman ve ne büyüklükte meydana geleceği bilinmeyen doğal bir olaydır, ancak bununla başa çıkmanın yollarını öğrenmek ve hazırlıklı olmak, her bireyin ve toplumun sorumluluğudur.