Marmara Denizi son yıllarda müsilaj (salya) sorunu ile karşı karşıya kalırken, bu durum sadece ekosistemi tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda bölgedeki ekonomik faaliyetleri de derinden etkiliyor. 2023 itibarıyla, müsilajla mücadele kapsamında 268 işletmenin faaliyetinin durdurulması kararı alınmış durumda. Bu karar, çevre sağlığını koruma çabalarının bir parçası olarak görülüyor ve deniz ekosisteminin korunması hedefleniyor. Peki, müsilaj nedir ve bu sorun neden bu kadar büyüdü? İşletmelerin durdurulması hangi alanları kapsıyor? İşte, tüm bu soruların yanıtları ve müsilajla mücadelede atılan adımlar.
Müsilaj, denizlerde aşırı besin maddesi, özellikle azot ve fosfor birikiminin sonucunda meydana gelen, yapışkan ve görünüm bakımından jöleye benzer bir madde olarak tanımlanabilir. Bu durum, denizlerdeki alglerin aşırı çoğalmasıyla başlar ve suyun oksijen seviyesini düşürerek deniz yaşamını tehdit eder. Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj problemi, sanayi, tarım ve insan aktivitelerinin yarattığı kirlilikten kaynaklanıyor. Özellikle sanayi atıkları ve bilinçsiz tarım uygulamaları, su kalitesini olumsuz etkileyerek bu sorunu körüklüyor. Bu noktada hükümet ve yerel yönetimler bir dizi önlem almayı değerlendiriyor. 268 işletmenin faaliyeti durdurularak ciddi bir adım atılmış olmasına rağmen, bu sadece başlangıç niteliğinde. Müsilajın etkileri sadece ekosistemle sınırlı kalmayıp; turizm, balıkçılık ve genel olarak bölgenin ekonomik yapısına da darbe vuruyor.
Müsilaj ile mücadele konusunda atılan adımlar sadece işletmelerin kapatılmasıyla sınırlı kalmıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, müsilaj raporlarını gözden geçirerek, bölgedeki su kalitesini iyileştirme hedefleri doğrultusunda bir dizi önlem geliştirmeyi planlıyor. Bu önlemler arasında deniz denetimleri, kirlilik kaynaklarının tespiti ve temizleme çalışmaları yer alıyor. Ayrıca, halkın bilinçlendirilmesi amacıyla eğitim programları da yürütülüyor. Çevre gönüllüleri, okul grupları ve yerel halk ile işbirliği yapılmakta, böylece toplumun her kesiminin bu sorunun önüne geçebilmesi için katkı sağlaması bekleniyor. Bunun yanı sıra, kirlilik yaratacak tarımsal uygulamalar üzerindeki denetimlerin artırılması da hedefleniyor. Uzmanlar, tüm bu önlemlerin etkin bir şekilde uygulanması durumunda Marmara Denizi’nin mevcut durumu düzeltilebileceğini belirtiyor.
Sonuç olarak, müsilaj sorunu Marmara Denizi'nin ekosistemine ve bu bölgede yaşayan insanlara ciddi tehditler oluşturmaktadır. Durdurulan işletmeler, bu sorunun önüne geçilmesi adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu konuda kalıcı çözümler geliştirmek, tüm paydaşların ortak bir çaba göstermesini gerektiriyor. Müsilajla mücadelede atılacak her adım, denizlerimizin geleceği için büyük bir umut taşımaktadır. Yaraların sarılması için atılan bu adımların, sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli çözümler ile desteklenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Gerek devlet otoriteleri gerekse bireysel düzeyde herkesin müsilaj sorununa sahip çıkması, denizlerimizin korunmasına katkı sağlayacaktır. Marmara Denizi'nin geleceği, hepimizin elinde!