Suriye'deki iç savaş, yıllardır devam eden çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle, uluslararası kamuoyunu derinden etkileyen bir kriz haline gelmiştir. Son günlerde yaşanan yoğun çatışmalar sonucu, bölgedeki ölü sayısının bini aştığı bildirilmektedir. Bu trajik gelişme, uluslararası toplumun dikkatini yeniden Suriye'ye çekmekte ve acil müdahale çağrıları gündeme gelmektedir. Özellikle ABD ve Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) nezdinde yaptığı çağrılar, bu durumun ciddiyetine dikkat çekmek amacıyla yapılmıştır. Çatışmaların durdurulması ve insani yardımların hızlandırılması için acilen harekete geçilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş, başlangıçta bir halk hareketi olarak ortaya çıkmış, zamanla bölgesel güçlerin ve uluslararası aktörlerin müdahalesiyle karmaşık bir çatışma ortamına dönüşmüştür. Başlangıçta hükümet karşıtı gösterilere katılanların sayısı giderek artarken, hükümetin ciddi bir şekilde sertleşmesi ve saldırgan bir tutum takınması çatışmaları ateşlemiştir. Farklı etnik ve dini grupların karıştığı bu savaş, hem insani boyutuyla hem de jeopolitik etkileriyle dünya genelinde geniş yankılar uyandırmıştır. Ülkedeki suç oranları, yoksulluk ve göç, yaşanan çatışmaların bir sonucu olarak artış göstermektedir. 2023'te yaşanan son olaylar ise özellikle insani durumun daha da kötüleşmesine neden olmuştur.
ABD ve Rusya, Suriye'deki çatışmaların durdurulması ve insani ihtiyaçların karşılanması amacıyla uzun bir zamandır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Bu süreçte iki ülkenin de Suriye'deki güç yapıları üzerinde etkisi olduğundan, çağrılarının uluslararası ölçekte önemli bir etki yarattığı görülmektedir. Özellikle son gelişmelerle birlikte her iki ülke, BMGK'nın acil bir toplantı düzenleyerek durumu ele alması gerektiğini belirtmiş, çatışmaların derhal durdurulması ve barışçıl çözüm yollarının aranması gerektiğini vurgulamıştır. Suriye'deki insanlık dramının sona ermesi ve insani yardımların ulaştırılması için acil eylemlerin gerektiği konusunda tüm dünya hemfikir olmaktadır.
Dünya genelinde yaşanan bu tür durumlara duyarsız kalmamak, Suriye halkının yaşadığı acıları anlamak ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmek, tüm ülkelerin sorumluluğundadır. Uluslararası toplumun, hükümetler ve bireyler olarak Suriye'deki çatışmalara karşı daha aktif bir duruş sergilemesi, insani yardım kuruluşlarının daha etkin çalışabilmesi ve nihayetinde Suriye'deki bu yıkımın sona ermesi için büyük bir önem taşımaktadır. Yakın tarihte yaşanan çatışmalarda ölü sayısının binin üzerine çıkması, bu durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Birleşmiş Milletler'in acil bir çözüm üretebilmesi ve bu sorunun daha fazla büyümeden önüne geçilebilmesi adına atılacak adımlar yanıt beklemektedir. Bir an önce Suriye'de kalıcı bir barışın sağlanması, bölgedeki toplumsal huzurun yeniden inşa edilmesi ve insanlara umut ışığı olabilmesi için herkesin harekete geçmesi gerekmektedir.