2023 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvurularında gözlemlenen belirgin düşüş, birçok öğrenci ve eğitimci için endişe verici bir durumu ortaya koyuyor. YKS, öğrencilere üniversite kapılarını açan endeks niteliğinde olan ulusal bir sınav iken, başvurulardaki bu azalmaların arkasındaki nedenler merak konusu haline geldi. Eğitim sistemi, ekonomik koşullar ve bireysel kaygılar gibi birçok faktör, bu durumu etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Ülke genelinde giderek artan yaşam maliyetleri ve ekonomik belirsizlikler, ailelerin eğitim bütçelerini daha dikkatli yönetmelerine sebep oldu. Üniversite eğitimi, ciddi bir mali yük getirdiği için, birçok aile çocuklarının hangi üniversiteyi seçeceğine karar vermekte zorlanıyor. Ek olarak, devlet üniversitelerinin harçlarının artması, özel okula veya dershaneye giden öğrencilerin ailelerini daha da tedirgin hale getirdi. Özellikle son yıllarda yaşanan enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, birçok ailenin bütçesini sarmalayan bir belirsizlik yaratmış durumda. Sonuç olarak, öğrenci sayısındaki düşüş, ancak kısa vadeli bir etki değil; aynı zamanda uzun vadeli bir karar verme sürecinin yansıması olarak da değerlendirilebilir.
Son zamanlarda Türkiye'deki eğitim sisteminin yapısal sorunları da YKS'ye olan ilgiyi etkileyen bir diğer önemli faktördür. Öğrencilerin sınav kaygısı, eğitim sistemine yönelik eleştiriler ve bireysel hedeflerin belirsizliği, YKS başvuru sayılarında önemli bir azalmaya yol açabilir. Çok sayıda öğrenci, yaşadığı stres ve kaygı nedeniyle sınavdan uzak durmayı tercih edebilir. Bu durum, özellikle pandemi sonrası dönemde artan bir duyarlılık haline geldi. Eğitimde yaşanan belirsizlikler ve sınavların tekrar tekrar değişen formatları, öğrencilere YKS'ye yönelik motivasyon kaybı yaratıyor.
Ayrıca, sınav için gereken dershane veya özel öğrenim desteği, birçok ailenin karşılayabileceği bir durum değil. Dolayısıyla, eğitim hizmetlerine erişimin sınırlı olması, bazı öğrencilerin YKS'ye başvurmaktan çekinmesine sebep oluyor. Bunun dışında, tercih edilen bölüm ve üniversitelerin, mezuniyet sonrası kariyer olanaklarına yönelik belirsizlik de, birçok öğrencinin üniversiteye gitmeyi sorgulamasına yol açıyor.
Özetle, YKS başvurularındaki düşüş, ekonomi, eğitim sistemi ve bireysel kaygılar gibi karmaşık bir etkileşimin sonucudur. Gelecekte bu durumun nasıl şekilleneceği, eğitim politikalarının güncellenmesi ve toplumsal bilinçlenmeyle doğru orantılı olacaktır. Öğrencilerin, üniversite eğitimine dair beklentilerini yeniden değerlendirirken yaşadıkları bu süreç, Türkiye'nin genç neslinin eğitim ve kariyer hedeflerini de etkileyecek gibi görünüyor.